Tarım sektöründeki plansız üretimin acısı her yıl tekrarlanıyor. Çiftçi rotasını kaybetmiş gemi gibi her yıl bir buzdağına çarpıyor. Koskoca ülkede üretim planlamasının olmaması, Bakanlığın hangi ürüne ne kadar ihtiyacımız var ve bunu nerelerde üretiriz planlaması olmayınca çiftçi her yıl zarar ediyor. Bu sene bakıyor patates iyi para kazandırdı gelecek yıl herkes patates ekiyor ve arz fazlalığından dolayı herkes zarar ediyor. Gelecek yıl başka üründe ayni olay tekrar ediyor. Ancak, bu sene farklı bir durum var hemen hemen tüm ürün çeşitinde arz fazlalığından dolayı zarar etmeyen yok gibi.
. Birçok çiftçi, ürünlerinin pazarda hak ettiği değeri bulamadığından şikayetçi olup, bu durumun sonucunda meyve ve sebze üretimine son verme meylinde. Meyve ağacını sökenimi dersin, Traktör Traktör sebzeleri dereye dökenleri mi dersin, tarlada kalmış ürünlerimi dersin kırla gidiyor.
Tarım sektörü, birçok faktörün etkisi altında şekillenen dinamik bir sektördür. İklim değişiklikleri, pazar talepleri, üretim maliyetleri ve politikalar gibi unsurlar, çiftçilerin üretim kararlarını doğrudan etkilemektedir. Bu bağlamda, çiftçilerin yıllık fiyat beklentileri, hangi ürünlerin ekileceği ve hangi alanlarda üretim yapılacağı konusunda belirleyici bir rol oynaması lazım iken maalesef çiftçileri yönlendirecek Ziraat Odaları ve kooperatifleri tam bir vurdumduymazlık içindeler. Onca olumsuzluklara rağmen ne işi yaptığı ve neye yaradığı belli olmayan Ziraat Odalarında hiçbir ses yok.
Her yıl ürün fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar, çiftçilerin üretim stratejilerini gözden geçirmelerine neden olmaktadır. Beklenen fiyatların altında gerçekleşen ürün satışları, çiftçilerin gelirlerini olumsuz etkileyerek onları Tarım sektöründen uzaklaşmaya zorlamaktadır.
50 yıldır Tarım içiresinde olarak üretimin her safhasında aktif olarak bulunduk. Kanaatim devlet, çiftçilerin zarar etmesine bilerek sessiz kalıyor. Çünkü 1983 yılında nüfusun % 65 ‘i Tarım sektöründe çalışıyordu. Yani 65 kişi çalışıyor 35 kişiyi doyurmak için. Bu kalkınmış ülkelerde % 2 ile 3 arası yani 3 kişi 97 kişiyi besleyecek Tarımsal üretim yapıyor.
Bu durumu 1985 yılında dönemin Başbakanı olan Turgut ÖZAL açık açık ifade etti ve Tarım sektöründeki bu insanları sanayi ve hizmet sektörüne kaydırılması gerekir diye. Ancak bu insanları sanayi veya hizmet sektörüne kaydırmak da kolay değildi. Ancak çiftçiler ürettiği ile karnı doymaz ise kendiliğinden bu işi bırakmak zorunda kalacaktı. Bence bu plan hala devam ediyor. O günden bugüne kadar çiftçi kar etmiyor ve Tarım sektöründen uzaklaşıyor. Ülkemizde hala nüfusun % 20 si Tarım sektöründe çalışıyor bu oran hala fazla. Devlet aklı bu oranı daha aşağıya çekene kadar çiftçilere kar ettirmeyeceğe benziyor.