Gıda Temininde Devamlılık Nasıl Sağlanmalı

Dünya nüfusunun artışı tarım alanlarının azalışı sağlık bir yaşam için ihtiyaç duyulan gıdanın yeterliliğinin sağlanması ciddi sorun olarak gözüküyor.

     Sürdürülebilir gıda temini insan hayatının devamı için olmazsa olmaz şartlardan biridir. Sağlığımız için gıdanın üretiminin ve tüketiminin ve kaynakların çevresel etkisinin önemi gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır.

      Küresel dünya sistemi içinde gıda teminin yerelliği, kendi kendine yeterliliği Ülkeler için en büyük zenginliklerden biridir.

      İnsan doğumundan itibaren beslenme ihtiyacı olan bir varlıktır, bu besinin elde edilme biçimi temiz ve güvenilir olması sağlığının da , hayatının da devamı için gerekli olduğu herkesin yaşayarak müşahede ettiği bir olgudur.

      Bu olgudan yola çıkarak temiz ve sağlıklı gıdanın temiz bir çevre ile mümkün olabileceğini konuşacağız

       Çevresel faktörler kimyasal maddelerin gelişi güzel kontrolsüz ve orantısız kullanılması, hava kirliliği, su kirliliği ve toprağın kirlenmesine sebep olmakta bunlar      iklim değişikliğini etkilemekte ve iklim değişiklikleri  doğal afetleri tetikleyebilmektedir ,küresel ısınma ozon tabakasının delinmesi gibi olumsuzluklalar insanın üretirken kimyasal ve zararlı atıklar ile çevresine doğa verdiği zararlar sebebiyle olduğu bilim adamlarınca anlatılmaktadır.

        Allah kuranda doğayı bir denge ve ölçü üzerine yaratmış olduğunu belirtmiş ve insan oğlunu uyarmıştır. ( Rahman suresi 1-13)

1, 2, 3, 4. Rahmân Kur'an'ı öğretti. İnsanı yarattı. Ona açıklamayı öğretti.

5: Güneş ve ay bir hesaba göre (hareket etmekte) dir.

6: Bitkiler ve ağaçlar secde ederler.  

7: Göğü Allah yükseltti ve mîzanı (dengeyi) O koydu.  

8: Sakın dengeyi bozmayın.

9: Ölçüyü adaletle tutun ve eksik tartmayın.

10: Allah, yeri canlılar için yaratmıştır.

11: Orada meyveler ve salkımlı hurma ağaçları vardır.

12: Yapraklı daneler ve hoş kokulu bitkiler vardır.

13: O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

     İçinde yaşadığımız bu dünyanın bize emanet olduğu “sakın dengeyi bozmayın “ikazından anlaşılmalıdır.

Ayrıca Rum suresi 41.ayette

   “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu…”  Diyor yanı gelecek için bizi uyarıyor.

    Gelinen noktada İnsan oğlunun bu uyarıları dikkate almadığı anlaşılıyor, küresel bir uyanışında olduğu yadsınamaz bir gerçek.

    Ekoloji yanı çevrenin kirlenmesine göz yumması insanın bindiği dalı kesmesi gibidir.

    Gıda üretimi ve tedarikinde yaşanan gelişmeler, lojistik zinciri ile gıda dünyanın her bir tarafına ulaşmaktadır ama bu durum dünyada yaşayan tüm insanların ihtiyaçları olan gıdaya ulaşabildikleri ve yeterli beslenmelerini göstermiyor.

    Kirliliğin artması, biyoçeşitliliğin azalmasına, toprak ve tatlı su kaynaklarının azalmasına sebep olmakta çevresel tehdit oluşturmakta, gıda güvencesini tehdit etmektedir.

     Vücudun sağlıklı işlevlerini sürdürebilmesi için gerekli olan besin öğelerinin yetersiz alımı, emilimi veya metabolizmasındaki bozukluklar nedeniyle ortaya çıkan ciddi bir beslenme bozukluğuna Malnütrisyon denilmektedir.

   Yaklaşık 8 milyar insanın yaşadığı dünyamızda yie yaklaşık 1 milyar insanın aç sabahladığını haberlerden okumaktayız.

    Dünya ülkeleri gıda üretimi ve temini için çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Birleşmiş Milletler çatısı altında, gerek gelişmiş ve gerekse gelişmekte olan ülkelerde açlıkla mücadelede ve yoksulluğun önlenmesinde uluslararası düzeydeki çabaların önderliğini yürüten BM kuruluşudur.

    FAO'nun 194 devlet üyesi vardır. Türkiye 6 Nisan 1948'den beri FAO üyesidir. İlişkilerimiz güçlü bir şekilde gelişmektedir. Yakın zamana kadar FAO’nun teknik kapasitesinden faydalanan bir konumda olan ülkemiz, son zamanlarda FAO’ya finansman ve iş birliği bakımından katkılarda bulunma yönünde önemli adımlar atmıştır.

    Ülkemiz FAO’ya üyelik aidatına ek olarak değişik projelere gönüllü katkılarda bulunmaktadır. Ayrıca Orta Asya ülkelerine yönelik projelerin desteklenmesi için oluşturulan Ortaklık Programına, ülkemiz tarafından 5 yıl süre ile 10 milyon ABD Doları finansman katkısı sağlanmış olup, Ankara’da bulunan FAO Orta Asya Alt Bölge Ofisi (FAO-SEC) giderleri için de yıllık 300.000 ABD doları katkı sağlanmaktadır

     FAO’nun amaçları Gerek gelişmiş ve gerekse gelişmekte olan ülkelerde açlıkla ve yoksullukla mücadele etmek. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerin doğal kaynaklarını korumak suretiyle tarımsal kapasitelerini yükseltmek, ormancılık ve balıkçılık faaliyetlerini desteklemek, gıda güvenliğini temin etmek ve sürdürülebilirliğini sağlamak.

    FAO’nun görevleri 

1. Gıda ve Tarım Örgütü, beslenme, gıda ve tarım ile ilgili bilgileri toplar, çözümlemesini yapar, yorumlar ve dağıtır. 

2. Örgüt, aşağıdakileri teşvik edecek ve ulusal ve uluslararası eylemleri uygunsa önerecektir: 

(a) Beslenme, gıda ve tarımla ilgili bilimsel, teknolojik, sosyal ve ekonomik araştırmalar

(b) Beslenme, gıda ve tarımla ilgili eğitim ve yönetimin iyileştirilmesi ile beslenme ve tarımsal bilim halk bilgisinin ve uygulamasının yayılması; 

(c) Doğal kaynakların korunması ve tarımsal üretimde iyileştirilmiş yöntemlerin benimsenmesi; 

(d) Gıda ve tarımsal ürünlerin işlenmesi, pazarlanması ve dağıtımının iyileştirilmesi 

(e) yeterli tarım kredisinin sağlanması için politikaların ulusal ve uluslararası düzeyde kabul edilmesi, 

(f) uluslararası politikaların tarımsal ticaret anlaşmalarına göre kabul edilmesi

Çalışma Alanları

· Tarım ve tüketici koruması

· İklim, biyoçeşitlilik, arazi ve su bölümü

· Kurumsal hizmetler

· Ekonomik ve sosyal gelişim

· Balıkçılık ve su ürünleri

· Ormancılık

· Teknik işbirliği ve program yönetimi

   Sürdürülebilir sağlıklı beslenmeyi sağlamak ve istenmeyen sonuçları önlemek için çok yönlü bir çalışmaya ihtiyaç vardır.

Bunun için önerilerimiz;

     Gerek Paris iklim sözleşmesi gerekse Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) anlaşma ve çalışmalarında Tüm uluslararası anlaşmaları takip edecek anlaşmalardaki aleyhimize olan durumları lehimize çevrilmesi için çalışacak ayrıca ülkemizde Gıda güvenliğini sağlayacak bir kurul veya kurum (BTK gibi) , UGK Ulusal Gıda güvenliği Kurulu oluşturulmalı .

    (UGK) Çevre, Dış işleri , İç işleri, Tarım gıda , Sağlık , Sanayi ve ticaret bakanlıklarında birimler oluşturularak  uzman kişiler yetiştirilmeli bunlar UGK kurumu ile bağlantılı çalışmalı .

   Bu kurulun görevleri şöyle olmalı;

1. Beslenme, gıda ve tarım ile ilgili raporları toplar, çözümlemesini yapar, yorumlayıp

neticelerini gerekli önlemleri almak ve çalışmalarını yapmak üzere ilgili kuruluşlara bildirmek 

2. UGK aşağıdakileri teşvik edecek ve ulusal ve uluslararası eylemleri uygunsa önerecektir: 

(a) Beslenme, gıda ve tarımla ilgili bilimsel, teknolojik, sosyal ve ekonomik araştırmalar

(b) Beslenme, gıda ve tarımla ilgili eğitim ve yönetimin iyileştirilmesi ile beslenme ve tarımsal bilim halk bilgisinin ve uygulamasının yayılması; 

(c) Doğal kaynakların korunması ve tarımsal üretimde iyileştirilmiş yöntemlerin benimsenmesi; 

(d) Gıda ve tarımsal ürünlerin işlenmesi, pazarlanması ve dağıtımının iyileştirilmesi 

(f) uluslararası politikaların tarımsal ticaret anlaşmalarının incelenmesi ve Ülkemiz çıkarlarına uygun politika ve projeler üretilmesi.

e) Her şehirdeki Üniversitelerde Gıda mühendislikleri birimlerine bu kurul tarafından direktif verilerek çalışmalara dahil edilmesi ve bulundukları iller de ;

I)  Beslenme, gıda ve tarımla ilgili bilimsel, teknolojik, sosyal ve ekonomik araştırmalar yapmak,

II) Beslenme, gıda ve tarımla ilgili eğitim ve yönetimin iyileştirilmesi ile beslenme ve tarımsal bilim halk bilgisinin ve uygulamasının yayılması konusunda çalışmalar yapmak, 

III) Doğal kaynakların korunması ve tarımsal üretimde iyileştirilmiş yöntemlerin benimsenmesi ile ilgili çalışmalar yapmak,

IV) Gıda ve tarımsal ürünlerin işlenmesi, pazarlanması ve dağıtımının iyileştirilmesi 

Konularında çalışmalar yapmak, çalışma sonuçlarının ilgili bakanlık ve UGK ulusal gıda güvenliği kuruluna iletmek

V) Gıda kontrol laboratuvarları kurarak ülkemize gelen ve çıkan gıdaların kontrolünü yaparak insan sağlığı konusunda tehdit oluşturup oluşturmadığını raporlamak

VI) Bu konularda ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, strateji geliştirmek tavsiyelerini ilgili kuruluşlara iletmek.

     Bu kurulun yapacağı çalışmalar neticesinde Ülkemiz dünyada gıda üretimi ve tüketimi konusunda kendi kendine yetecek bir ülke olacaktır.

Kurul üniversitelerin ilgili birimleri kanalıyla ithal edilen ürünlerin ülkemize girmeden önce kontrol edilmesini, gerektiği hallerde reddedilmesinin sağlamalı ayrıca ihracat edilen ürünlerin de ülkemizden çıkmadan önce kontrol edilmesi sağlayarak sağlık şartlarına uymayan insan sağlığını tehdit eden ürünlerin ihracatına izin verilmesini önlemeli, böylece ülkemiz üretici ve ticaret erbabının prestijinin korunması sağlanmış olacaktır.

    Netice olarak ;

Sürdürülebilir gıda teminin insan hayatının devamı boyunca gerekli olduğu neslin devamı için için olmazsa olmaz şartlardan biri olduğu göz önüne alındığında temiz sağlıklı hijyen gıdanın üretilmesi, saklanması herkese yetmesi için çalışmalar yapmak öncelikle devletin görevidir.

Vatandaşlar olarak çevre duyarlığı ile hareket ederek bu hususta üzerimize düşen vazifeleri yerine getirmek hem insani hem de bir kul olarak Allah’ın bize emrettiği bir görevdir.

Ahmet MERMER   www.tarimdasondakika.com