Tarımda Sürdürülebilirlik İçin Dönüşüm ( 1 )

Ülkemizin 20 yüzyıla kadar bir tarım ülkesi olması dolaysıyla ülkemizde şehirlere göç dünyanın sanayileşmiş ülkelerine göre çok sonraları başladı…

      Sosyolog olmama hasebiyle Ülkemizin sorunlarına çözüm yolları aramak üzere projeler üretmeyi bunları çeşitli platformlarda paylaşmayı hobi olarak yapıyorum bu baptan bir projemi sizlerle paylaşmak istiyorum bu projeye ilk önce “Hemşeri Derneklerinin Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri Derneklerinin Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerine Çevrilmesi” ismini vermiştim. Projemi sosyal medyada paylaştım projemi gören Rahmetli eski Sakarya milletvekili Ülke sevdalısı , muhterem Sn Dr Yalçın Koçak bey bana ulaşarak kardeşim bu projeyi biraz geliştir, sunum halinde hazırla bunu Avrasya Bir vakfında sunalım demişti, bende dediğini emir telakki ederek sunumu hazırladım ancak bu süre zarfında kıymetli Yalçın Koçak ağabey vefat etti buradan kendisine Allahtan rahmet diliyorum , mekanı cennet olsun.

      Sunumu Yazıya dökerek bazı eksiklikleri de tamamlayarak siz değerli okurlarıma arz ediyorum böylece kıymetli büyüğümün de isteği yerine gelmiş oluruz. “Tarımda değişim dönüşüm köylerin kalkınması, tersine göç ve göçü durdurma hemşeri derneklerinin Tarımsal kalkınma Kooperatiflerine çevrilmesi” projesi büyük şehirlere göç nedeni olan sanayileşmenin en büyük etkilerini de kıracak bir niteliktedir.

       Ülkemizin 20 yüzyıla kadar bir tarım ülkesi olması dolaysıyla ülkemizde şehirlere göç dünyanın sanayileşmiş ülkelerine göre çok sonraları başladı…

      Tarım arazilerinin Köylerde artan nüfusa bölünmesiyle sürekli küçülmesi, ekonomik alanın darlığı ve 1950 ‘ler den itibaren ülkemizde sanayileşmenin başlaması, köylünün ürettiği ürünlerin fabrikasyon olarak üretilmeye başlaması, köylünün sattığı ürünün karşılığının, yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayamaması, Eğitim sağlık vb sosyal hizmetlerin şehirlerde olması  ve  Şehirler de  başlayan sanayileşmenin eleman ihtiyacının karşılanması vb gibi sebepler neticesi köylerden şehirlere  göçü başlattı ve süreç artarak devam ediyor.

      Şehirlere göçenlerin; başlarına gelebilecek riskleri azaltma, daha kolay iş bulma birbirlerini kollama düşüncesi ile kendisinden önce göçen eden hemşerilerinin yanına yerleşme, onların tecrübelerinden faydalanma, kendilerini daha emin hissetme gibi nedenler Hemşeriler arası dayanışma ihtiyacını doğurdu…

     Köyden Kente göç ile başlayan hemşeri dayanışma, birlikte olma ihtiyacı hemşeri dernekleri ile gerçekleşti. 1950'lerde başlayan göç süreci halen devam ediyor.

      Günümüzde ise genç kuşaklar yavaş yavaş köylere gitmemeye ancak köy hasretini giderme ve hemşerilik getirisinden faydalanama arzusu ile babalarının üye olduğu köy derneklerine rağbet göstermemeye başlıyor., “Gitmesek de o köy bizim köyümüzdür” anlayışı anlam kaymasına yol açıyor ve gidemediğin yer senin değildir gerçeği kendini göstererek aidiyet bilinci zayıflıyor, bu süreçte gelecek zaman içerisinde köylere uğrayan kalmadığı gibi köylerin yalnızca adı kalacak gibi

       Köylerin şehirlere göç dolaysıyla neredeyse boşaldığını, köylerde tarlaların birçoğunun ekilmediği, Hayvancılık ve tarımın hemen hemen köylerde bitme noktasına geldiğini görüyoruz, ekmeği bile şehirden gelen seyyar araçlardan alan köylülerin son köylüler olmasının önüne geçebilmek ve bizim kuşağında  köy derneklerinin son kuşağı olmaması  için   düşündüğüm çareyi sizlere arz etmek istiyorum.

                                                       (Devam edecek)  Ahmet Mermer .  Araştırmacı / Sosyolog