Rapora göre, dünya ülkeleri, küresel sıcaklık artışını sınırlama hedefini tutturabilmek için, sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar %42, 2035 yılına kadar ise %57 oranında azaltmayı taahhüt etmek zorunda. Bu taahhütlerin, hızlı ve somut eylemlerle desteklenmemesi halinde, Paris Anlaşması'nda belirlenen 1,5 derece hedefine ulaşmak neredeyse imkânsız hale gelecek.
Mevcut politikalar ışığında, küresel sıcaklık artışının bu yüzyıl içinde sanayi öncesi dönem ortalamasına göre 2,6 ile 3,1 derece arasında artma riski bulunuyor. UNEP, emisyonların şu anki hızla devam etmesi halinde, bu artışın %66 olasılıkla 3,1 dereceye ulaşabileceğini öngörüyor. Bu durum, iklim krizinin etkilerini daha da şiddetlendirecek ve geri dönüşü olmayan bir sürece sokacak.
UNEP raporu, mevcut politikaların yetersiz olduğunu ve 2030 yılına kadar emisyonların %28, 2035’e kadar ise %37 oranında azaltılması gerektiğini vurguluyor. Küresel sıcaklık artışını 2 derece altında tutmak için bu azaltımlar kritik önemde. Rapor, özellikle güneş ve rüzgar enerjisinin, 2030 yılına kadar toplam emisyon azaltım potansiyelinin %27'sini, 2035’te ise %38'ini sağlayabileceğini belirtiyor. Ormansızlaşmanın önlenmesi ise bu potansiyelin %20’sini oluşturuyor. Ancak, net sıfır emisyon taahhütlerinin hayata geçirilmesine yönelik güven düzeyi halen düşük.
UNEP’e göre, 2023 yılı emisyonlarının %52’sine denk gelen 31 gigaton karbondioksit eşdeğeri azaltma potansiyeli mevcut. Bu potansiyelin kullanılabilmesi için ise küresel çapta eşi benzeri görülmemiş bir uluslararası seferberliğe ihtiyaç duyuluyor.
UNEP İcra Direktörü Inger Andersen, rapora ilişkin değerlendirmesinde, iklim krizi için kritik bir anın yaşandığını ve hızla harekete geçilmediği takdirde 1,5 derece hedefinin kaybedileceğini belirtti. Andersen, dünya liderlerine, gelecek ay Bakü'de düzenlenecek COP29 İklim Konferansı'nda (BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı) hızlı eyleme geçmeleri ve daha güçlü Ulusal Katkı Beyanları (NDC) sunmaları çağrısında bulundu.
"İklim için artık boş laf istemiyoruz," diyen Andersen, "1,5 derece hedefi aşılsa bile, net sıfır emisyon taahhütlerine ulaşarak sürdürülebilir bir dünya için çabalarımızı sürdürmeliyiz. Önleyeceğimiz her derece sıcaklık artışı, kurtarılan canlar, korunmuş ekonomiler ve biyoçeşitlilik için hayati öneme sahip." ifadelerini kullandı.
UNEP’in 2024 Emisyon Açığı Raporu, iklim değişikliğiyle mücadeledeki zorlukları ve dünya ülkelerinin bu mücadelede alması gereken acil aksiyonları gözler önüne seriyor. Paris Anlaşması'nın 1,5 derece hedefi tehlikede ve mevcut taahhütler ve politikalar, bu hedefin gerçekleşmesi için yetersiz kalıyor. Hızla alınacak önlemler, sadece bu hedefi tutturmak için değil, aynı zamanda daha sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için de hayati önem taşıyor.
www.tarimdasondakika.com