Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) tarafından yayımlanan "Küresel Kuraklık Tehdidi" raporu, iklim değişikliğinin dünya genelinde kuraklık ve çölleşme üzerindeki etkilerini çarpıcı verilerle ortaya koyuyor. Rapora göre, 1990-2020 yılları arasında dünya topraklarının %77,6’sı önceki 30 yıla göre daha fazla kuraklık yaşadı. Aynı dönemde, yaklaşık 4,3 milyon kilometrekarelik bir alan kurak topraklara dönüştü.

Kuraklık Alanları Hızla Genişliyor

Kuraklık, dünya genelindeki kara alanlarının %40,6’sını etkiler hale geldi. Bu genişleme, Hindistan’ın üçte biri büyüklüğünde bir alanın kuraklaşması anlamına geliyor. Kurak bölgelerde yaşayan insan sayısı ise 1990’da 1,15 milyardan 2020’de 2,3 milyara çıktı. En kötü iklim senaryolarında, bu rakamın yüzyılın sonuna kadar 5 milyarı aşması bekleniyor.

Kuraklığın Yıkıcı Sonuçları

  • Ekosistem Dönüşümleri: Ormanların çayırlara dönüşmesi gibi ani değişiklikler, birçok bitki ve hayvan türünün yok olmasına yol açabilir.
  • Tarım Sistemleri: Küresel tarım arazilerinin %40’ı kuraklıktan etkileniyor, bu da gıda güvenliği için büyük bir tehdit oluşturuyor.
  • Su Kıtlığı: Yüzyılın sonuna kadar, kara alanlarının üçte ikisi daha az su depolayabilir.
  • Ekonomik Kayıplar: Afrika ülkeleri, 1990-2015 arasında kuraklık nedeniyle %12 GSYH kaybı yaşadı.
  • Göç: Kuraklık, milyonlarca insanı göçe zorlarken sosyal ve politik zorluklara yol açıyor.

Hangi Bölgeler Daha Çok Tehdit Altında?

Rapora göre, kuraklık eğilimi şu bölgelerde daha yoğun şekilde gözlemleniyor:

  • Avrupa: Kara alanlarının %95,9’u kuraklık tehdidi altında.
  • ABD: Batı bölgeleri ciddi risk taşıyor.
  • Afrika: Orta ve güney bölgeler büyük zarar görüyor.
  • Asya: 1,35 milyar kişi kurak bölgelerde yaşıyor.

Gelecek Projeksiyonları

Sera gazı emisyonları azaltılamazsa:

  • Nemli alanların %3’ü kuraklaşacak.
  • ABD'nin Orta Batı'sı, Akdeniz, Karadeniz kıyıları ve Güney Afrika gibi bölgelerde kuraklık daha yaygın hale gelecek.

Kuraklıkla Mücadele İçin Çözüm Önerileri

UNCCD, kuraklıkla mücadele için şu önerileri sunuyor:

  1. Erken Uyarı Sistemleri: Kuraklık izleme ve tahmin sistemlerini geliştirin.
  2. Sürdürülebilir Arazi Kullanımı: Büyük Yeşil Duvar gibi projelerle arazi bozulmasını önleyin.
  3. Su Yönetimi: Damla sulama ve atık su geri dönüşümü gibi yöntemlere yatırım yapın.
  4. Toplumları Destekleyin: Yerel halkı kuraklığa dayanıklı tarım yöntemlerine teşvik edin.
  5. Uluslararası İşbirliği: Sektörler arası koordinasyonla su ve arazi yönetimi politikalarını birleştirin.

Dikkat Çekici Veriler

  • %77,6: 1990-2020 arasında, daha fazla kuraklık yaşayan dünya topraklarının oranı.
  • 4,3 milyon km²: Kuraklığa dönüşen toprakların büyüklüğü.
  • 2,3 milyar: Kurak alanlarda yaşayan insan sayısı.
  • %40: Küresel tarım arazilerinin kuraklıktan etkilenme oranı.

UNCCD İcra Sekreteri İbrahim Thiaw, kuraklık krizinin bilimsel bir netlikle belgelenmesinin önemine dikkat çekerek, "Bir bölgenin iklimi kurak hale geldiğinde, eski koşullara geri dönme yeteneğini kaybediyor. Bu dönüşüm, dünyadaki yaşamı yeniden tanımlıyor," dedi.

Dünya Hızla Kuraklaşıyor: BM Raporu Alarm Veriyor

Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi'nin (UNCCD) hazırladığı "Küresel Kuraklık Tehdidi: Bölgesel ve Küresel Kuraklık Eğilimleri ve Gelecek Projeksiyonları" başlıklı rapor, dünya genelinde hızla artan kuraklık tehlikesine dikkat çekiyor. Rapora göre, 1990'dan 2020'ye kadar geçen 30 yıl içinde, dünya karasal alanlarının yaklaşık %77,6'sı önceki 30 yıla kıyasla daha fazla kuraklık yaşadı.

Kuraklık Alanları Genişliyor

Aynı dönemde, kuraklık yaşayan bölgeler yaklaşık 4,3 milyon kilometrekare genişledi. Bu alan, dünyanın yedinci büyük ülkesi Hindistan'ın yaklaşık üçte biri büyüklüğünde olup, şu anda dünyadaki tüm kara alanlarının (Antarktika hariç) %40,6'sını kaplıyor. Son birkaç on yılda, dünya çapında kara alanlarının yaklaşık %7,6'sı – Kanada'dan daha büyük bir alan – kuraklık eşiğini geçti. Bu bölgelerin çoğu, tarım, ekosistemler ve bu alanlarda yaşayan insanlar için ciddi sonuçlar doğurarak kurak bölgelere dönüştü.

Gelecek Projeksiyonları Endişe Verici

Araştırma, sera gazı emisyonlarının azaltılamaması durumunda, yüzyılın sonuna kadar dünya üzerindeki nemli alanların %3'ünün daha kurak hale geleceğini öngörüyor. Yüksek sera gazı emisyonu senaryolarında, kurak bölgelerin ABD'nin Orta Batısı, Meksika'nın orta kesimi, Venezuela'nın kuzeyi, Brezilya'nın kuzeydoğusu, Arjantin'in güneydoğusu, Akdeniz Bölgesi'nin tamamı, Karadeniz kıyıları, Güney Afrika'nın büyük bölümleri ve Avustralya'nın güneyi gibi bölgelerde genişleyeceği tahmin ediliyor.

UNCCD İcra Sekreteri Thiaw: "Yaşamı Yeniden Tanımlıyor"

Sigara İzmaritine 2.950 TL Para Cezası Uygulanacak Sigara İzmaritine 2.950 TL Para Cezası Uygulanacak

UNCCD İcra Sekreteri İbrahim Thiaw, "Kuraklık krizinin bilimsel bir netlikle belgelenmesi, dünya genelinde milyarlarca insanı etkileyen varoluşsal bir tehdidi ortaya koyuyor. Kuraklıklar sona erebilir. Ancak bir bölgenin iklimi daha kurak hale geldiğinde, önceki koşullara geri dönme yeteneğini kaybeder. Dünyanın dört bir yanındaki geniş kara alanlarını etkileyen bu dönüşüm yaşamı yeniden tanımlıyor" dedi.

İklim Değişikliği Temel Neden

Rapor, bu değişimin temel nedeni olarak insan kaynaklı iklim değişikliğini işaret ediyor. Elektrik üretimi, ulaşım, sanayi ve arazi kullanımı değişikliklerinden kaynaklanan sera gazı emisyonları, gezegeni ısıtarak yağış, buharlaşma ve bitki örtüsünü etkiliyor ve ariditeyi artıran koşulları yaratıyor.

İnsanlar Ekosistem Çöküşüyle Karşı Karşıya

Kuraklık eğiliminden en çok etkilenen bölgeler arasında Avrupa'nın %95,9'u, ABD'nin batı bölgeleri, Brezilya, Asya'nın bazı kısımları ve Afrika'nın merkezi yer alıyor. Buna karşılık, gezegenin yalnızca dörtte birinde daha nemli koşullar izleniyor. Orta ABD, Angola'nın Atlantik kıyıları ve Güneydoğu Asya'nın bazı bölgeleri nem artışı gösteriyor. Ancak genel eğilim net: Kurak alanlar genişliyor ve ekosistemler ile toplumlar kuraklığın yaşamı tehdit eden etkilerinden zarar görüyor.

2,3 Milyar İnsan Tehlikede

Genişleyen kurak alanlarda yaşayan 2,3 milyar insan için bu yeni normal, kalıcı ve uyumlu çözümler gerektiriyor. Kuraklığa bağlı arazi bozulması, yani çölleşme, insan refahı ve ekolojik istikrar için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Rapora göre, en kötü senaryoda, yüzyılın sonuna kadar 5 milyar insan, toprakların tükenmesi, su kaynaklarının azalması ve bir zamanlar gelişen ekosistemlerin çöküşüyle başa çıkmak zorunda kalabilir. Kuraklığın en görünür sonuçlarından biri ise zorunlu göç. Yaşam alanları yaşanmaz hale geldikçe, su kıtlığı ve tarımsal çöküşle karşılaşan aileler ve topluluklar genellikle evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Bu durum, dünya genelinde sosyal ve siyasi zorluklara yol açıyor.

Kuraklığın Yıkıcı Etkileri

  • Ekosistem Dönüşümleri: Yüzyılın sonuna kadar dünya üzerindeki arazilerin beşte biri ani değişimler yaşayabilir (örneğin, ormanların çayırlara dönüşmesi gibi), bu da birçok bitki ve hayvan türünün yok olmasına yol açabilir.
  • Tarım Sistemleri Risk Altında: Kuraklık, dünya üzerindeki tarıma elverişli arazilerin %40'ını etkileyerek gıda güvenliğini tehdit ediyor.
  • Ekonomik Etkiler: Afrika ülkeleri, 1990–2015 arasında kuraklık nedeniyle %12'lik bir GSYH düşüşü yaşadı.
  • Su Kıtlığı: Yüzyılın sonuna kadar, arazilerin üçte ikisinden fazlası, hatta mütevazı seviyelerde sera gazı emisyonlarıyla bile daha az su depolayabilir.
  • Arazi Bozulması: Kuraklık, küresel arazi bozulmasının en önemli beş nedeninden biri arasında yer alıyor.
  • Bölgesel Tehditler: Orta Doğu'da artan kum ve toz fırtınaları; yarı kurak ormanlarda ağaç ölümleri nedeniyle 

www.tarimdasondakika.com