Organik tarım, bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretimi sırasında çevreyi, hayvanları ve insanları koruyan yöntemlerin kullanıldığı bir tarım yöntemidir.

Organik tarım, bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretimi sırasında çevreyi, hayvanları ve insanları koruyan yöntemlerin kullanıldığı bir tarım yöntemidir. Üretimden tüketime kadar her aşaması kontrol edilen bu yöntemde, hiçbir kimyasal madde kullanılmaz. Organik tarımla hava, toprak ve su kirliliği azaltılırken insan ve hayvan sağlığı korunur.

Organik Tarım Nasıl Yapılır? Organik tarım yapmak için önce arazi seçimi yapılır. Bu arazinin, canlı sağlığı üzerinde olumsuz etki yaratabilecek kirlilik kaynaklarından uzak olması gerekir. Ayrıca, işlek yollar ve maden sahalarına yakın olmamalıdır. Arazi belirlendikten sonra, organik tarım için Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yetkilendirilmiş sertifikasyon kuruluşlarına başvuru yapılır. Organik tarıma geçiş süreci sebzeler için genellikle 2 yıl, meyveler için ise 3 yıl olarak belirlenir ve sertifikasyon sürecinin tamamlanmasının ardından organik üretim yapılmaya başlanabilir.

Organik Tarımda Kullanılan Bitki Besleme Ürünleri Organik tarımda, toprağın verimliliğini artırmak için organik gübreler kullanılır. Hayvan dışkısı, bitki atıkları, yosunlar gibi doğal kaynaklardan elde edilen gübreler, toprağı besleyerek bitkilerin sağlıklı büyümesini destekler.

Organik Tarımda Kullanılan Bitki Koruma Ürünleri Bitki hastalıkları ve zararlılara karşı kimyasal olmayan, doğal içerikler kullanılır. Hastalıklara karşı bakırlı bileşikler, kireç-kükürt bulamacı, bordo bulamacı gibi ürünler tercih edilirken, zararlılara karşı piretrin esaslı preparatlar ve bitkisel yağlar kullanılır.

Organik Tarım Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Kimyasal madde kullanılmamalıdır.
  • Genetiği değiştirilmiş tohumlardan kaçınılmalıdır.
  • Doğaya zararlı kimyasallar kullanılmamalıdır.
  • Ürünlerin sertifikasyonu yapılmalıdır.
  • Biyolojik çeşitlilik korunmalıdır.
  • Toprağın doğal yapısı korunarak işlenmelidir.

Organik tarım, sağlıklı besin üretimi ve çevrenin korunması açısından etkili bir yöntemdir.

Organik tarım, giderek artan çevresel sorunlar, insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkiler ve ekosistemin sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından zorunlu hale gelmiştir. İşte organik tarımın zorunlu olmasının başlıca nedenleri:

  1. Kimyasal Kirliliğin Önlenmesi: Konvansiyonel tarımda kullanılan kimyasal gübreler ve pestisitler, toprağı, suyu ve havayı kirleterek doğal ekosistemi bozmakta. Bu kimyasallar yer altı sularına karışarak içme sularına dahi ulaşabiliyor ve insan sağlığı üzerinde zararlı etkilere yol açabiliyor. Organik tarım, kimyasal kullanımı yerine doğal yöntemlerle üretim yaparak çevre kirliliğini azaltıyor.
  2. Biyolojik Çeşitliliğin Korunması: Yoğun kimyasal kullanımı, faydalı böcekleri, toprak canlılarını ve doğal ekosistemi olumsuz etkileyerek biyolojik çeşitliliği azaltmakta. Organik tarım, doğal yaşam döngüsünü koruyarak biyolojik çeşitliliği destekliyor.
  3. Toprak Sağlığının Sürdürülmesi: Kimyasal gübreler toprağın verimliliğini uzun vadede azaltarak toprak yapısını bozmakta. Organik tarım, toprağın doğal dengesini koruyan organik gübreler ve biyolojik yöntemler kullanarak toprak sağlığını sürdürülebilir kılar.
  4. İnsan Sağlığının Korunması: Kimyasal kalıntılar, geleneksel tarım ürünlerinde sıklıkla bulunur ve uzun vadede çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Organik tarım ürünleri, kimyasal kalıntı içermediği için insan sağlığı açısından daha güvenlidir.
  5. İklim Değişikliği ile Mücadele: Organik tarım, toprağı koruyucu ve karbon depolamaya yardımcı olan yöntemlerle, sera gazı salınımını azaltarak iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sağlar. Kimyasal gübrelerin üretimi ve kullanımı, yüksek karbon ayak izine neden olurken organik tarım çevre dostu bir alternatiftir.
  6. Sağlıklı Gıda Tüketimi: Tüketicilerin sağlıklı, doğal ve besin değeri yüksek gıdalara olan talebi artmaktadır. Organik tarım, doğrudan bu ihtiyaca cevap vererek daha güvenli ve sağlıklı gıda seçenekleri sunar.

     Organik tarım, sağlıklı bir çevre ve gelecek nesiller için sürdürülebilir tarım yöntemlerinin geliştirilmesi adına zorunlu hale gelmiştir. Çevresel sorunların artması ve ekosistemlerin bozulması ile birlikte, organik tarım alternatif bir yöntem değil, artık bir gereklilik olarak kabul edilmektedir.

       Dünya genelinde yılda yaklaşık 2 milyon ton tarımsal zirai mücadele ilacı (pestisit) kullanılmaktadır. Bu ilaçların büyük bir kısmı, verimi artırmak ve ürünleri hastalıklardan korumak amacıyla tarımda kullanılan herbisitler (yabani ot öldürücüler), insektisitler (böcek öldürücüler) ve fungisitlerden (mantar öldürücüler) oluşur. Ülkeler bazında ise zirai ilaç kullanımı, tarımsal üretim hacmine, kullanılan tarım tekniklerine ve iklim koşullarına göre değişiklik gösterir. Dünya genelinde en fazla zirai ilaç kullanan ülkeler arasında Çin, ABD ve Brezilya gibi büyük tarım ekonomilerine sahip ülkeler bulunur.

       Türkiye'de ise yılda ortalama 60.000 ile 70.000 ton arasında tarımsal zirai mücadele ilacı kullanılmaktadır. Türkiye, tarımsal üretimde çeşitli pestisitleri yoğun olarak kullanmakla birlikte, son yıllarda pestisit kullanımını azaltma ve organik tarımı destekleme yönünde çalışmalar yürütmektedir. Türkiye’de kullanılan pestisitlerin %40’ı herbisit, %30’u insektisit ve %20’si fungisitlerden oluşmaktadır.

       Ancak, pestisitlerin bu kadar yoğun kullanımı, toprak ve su kaynaklarının kirlenmesi, biyolojik çeşitliliğin azalması gibi çevresel sorunlara yol açmakta ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu nedenle, organik tarım ve entegre zararlı yönetimi gibi çevre dostu tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, pestisit kullanımını azaltmak adına önemli bir adım olarak görülmektedir. Gelecek nesillere temiz ve yaşanılabilir bir Dünya bırakabilmek için ,ister istemez insanlar Organik Tarıma zorunlu hale getiriyor.

Dr. Sinem ÖZDEMİR   www.tarimdasondakika.com

H P I M1854