Türkiye’den ihraç edilen tarım ürünleri, pestisit (zirai ilaç) kalıntısı, aflatoksin, böcek, hastalık gibi nedenlerle sıkça geri gönderiliyor.

Son yıllarda tarım ürünlerinde zirai ilaç (pestisit) kalıntısı ve buna bağlı sağlık riskleri, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde giderek daha fazla tartışılmaya başlandı. Türkiye’den ihraç edilen yaş meyve ve sebzeler, pestisit kalıntısı, aflatoksin (küf hastalığı), böcek ve zararlılar nedeniyle sıklıkla geri gönderiliyor. Bu durum, halk arasında ciddi endişelere yol açarken, uzmanlar bu sorunların çözümü için daha sıkı denetim ve bilinçlendirme çağrısında bulunuyor.

Zirai İlaç Kullanımında Bilinçsizlik ve Mevzuat Uygulamaları

Türkiye’de pestisit kalıntısı sorununun temelinde, tarladan başlayan yanlış uygulamalar yatıyor. Üreticiler, bitki koruma ürünlerini genellikle bilinçsiz bir şekilde kullanıyor. Komşudan alınan tavsiyelerle veya yeterli bilgiye sahip olmadan kullanılan bu ilaçlar, insan sağlığını tehdit eden sonuçlar doğuruyor. Ayrıca, Avrupa’da yasaklanmış bazı zirai ilaçların Türkiye’de hâlâ yasal olarak kullanılması ya da kaçak yollarla temin edilmesi, sorunu daha da derinleştiriyor.

Zirai ilaçların kullanımında hasat sürelerine uyulmaması ve mevzuata uygun hareket edilmemesi, hem iç piyasada hem de ihracatta ciddi sorunlar yaratıyor. Bu durum, özellikle Avrupa Birliği’nin (AB) pestisit kalıntı limitlerini aşan ürünlerin geri gönderilmesiyle sık sık gündeme geliyor.

Türkiye, AB Bildirimlerinde İlk Sıralarda

Avrupa Birliği’nin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) raporlarında, Türkiye zirai ilaç kalıntısı ve aflatoksin bildirimlerinde ne yazık ki üst sıralarda yer alıyor. Bu durum, ihraç ürünlerimizin prestijini zedelerken, ekonomik kayıplara da neden oluyor. İhraç edilen ve geri gönderilen ürünlerin yüzde 90’ı Türkiye’ye geri geliyor. Yaş meyve ve sebzeler genellikle imha edilirken, kuru gıda ürünleri tekrar işlenerek iç piyasaya sunuluyor veya başka ülkelere gönderiliyor.

Denetim Eksiklikleri ve Şeffaflık Sorunu

Tarım ve Orman Bakanlığı, hem ihracat hem de iç piyasa için çeşitli denetimler yapıyor. Ancak, bu denetimlerin sonuçları kamuoyuyla paylaşılmadığı için tüketicilerde ciddi bir güvensizlik oluşuyor. Halkın “Geri dönen bu ürünler iç piyasaya mı sunuluyor?” sorusuna net bir yanıt verilmesi gerekiyor.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde uygulanan sistem, Türkiye için örnek teşkil edebilir. KKTC Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, tarım ürünlerini analiz ediyor ve sonuçları “temiz” veya “kirli” olarak kamuoyuna açıklıyor. Türkiye’de de benzer bir şeffaflık politikası benimsenmeli ve kalıntı içeren ürünler kamuoyuyla paylaşılmalıdır.

Çözüm Önerileri

  1. Bilgilendirme ve Eğitim
    Üreticilerin, zirai ilaçların doğru kullanımı konusunda bilinçlendirilmesi şarttır. Zirai ilaç kullanımında hasat sürelerine uyulması ve mevzuatın sıkı bir şekilde uygulanması sağlanmalıdır.

  2. Denetimlerin Artırılması
    Tarladan markete kadar tüm aşamalarda etkin denetimler yapılmalıdır. Kalıntı içeren ürünlerin tespiti hâlinde ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.

  3. Şeffaflık Politikası
    Denetim sonuçları kamuoyuyla paylaşılmalı ve geri dönen ürünlerin akıbeti hakkında tüketicilere bilgi verilmelidir.

  4. Yasaklı İlaçların Denetimi
    Avrupa’da yasaklanmış ilaçların Türkiye’de kullanımını önlemek için sıkı bir denetim mekanizması oluşturulmalıdır.

  5. Biyolojik ve Biyoteknik Mücadele Yöntemleri
    Zararlılarla mücadelede biyolojik ve biyoteknik yöntemler teşvik edilerek kimyasal ilaç kullanımının azaltılması sağlanmalıdır.

Sonuç

Türkiye’nin hem halk sağlığını korumak hem de uluslararası tarım ürünleri ticaretinde güvenilir bir konum elde edebilmesi için zirai ilaç kalıntısı sorununu çözmesi şarttır. Bunun için Tarım ve Orman Bakanlığı’nın daha etkin bir denetim ve bilinçlendirme politikası izlemesi, üreticilerin ise sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde, hem iç piyasada hem de ihracatta “temiz” ürünlerle güven sağlanabilir ve uzun vadede ekonomik kayıplar azaltılabilir.

Dr. Sinem ÖZDEMİR

www.tarimdasondakika.comMeyve Sebze