Tarımsal üretimde küçük Aile çiftliklerinin önemi ve devamlılığı konusunda yaptığım araştırma ve düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum.

     Aile çiftçiliği aile temelli tüm tarımsal faaliyetleri kapsar ve kırsal kalkınmanın hemen her alanıyla bağlantılıdır. Aile çiftçiliği bir aile tarafından yönetilen ve işletilen, kadın , erkek ve  çocuklar dahil olmak üzere, ağırlıklı olarak ailesel işgücüne dayalı tarım, ormancılık, balıkçılık, meracılık ve su ürünlerine yönelik üretim faaliyetlerini kapsar. Aile çiftçiliği gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gıda üretimi sektöründe tarımın en etkin unsurlarından biridir.

     Aile çiftçiliğinin geliştirilmesi için birçok faktör söz konusudur. Bunlar:

• Tarımsal ve ekolojik koşullar ve bölgesel özellikler,

• Pazarlara erişim,

• Arazi ve doğal kaynaklara erişim,

• Teknoloji ve yayım hizmetlerine erişim,

• Finansman olanaklarına erişim,

• Demografik, ekonomik ve sosyo-kültürel imkanlara erişim,

• Uzmanlık alanlarında eğitim olanaklarına erişim,

• Kooperatifçilik ve diğer örgütlenmelerde etkinliktir. Aile çiftçiliği, sosyo-ekonomik, çevresel ve kültürel bakımdan stratejik öneme sahiptir.

      Aile çiftçiliği geleneksel gıda ürünlerinin korunmasına yardımcı olurken aynı zamanda dengeli beslenmeye, dünyada tarımsal çeşitliliğin korunmasına ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına katkıda bulunur.

     Aile çiftçiliği, özellikle sosyal korumaya ve toplumların refahına yönelik politikalarla desteklendiğinde yerel ekonomilerin canlanması için bir fırsat sunar. Aile çiftçileri, kaynaklara erişimleri kısıtlı olmasına rağmen üretkenliklerini yüksek düzeyde sürdürerek dünyadaki gıda üretiminin %80’inini gerçekleştirirler

     Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 66. oturumunda 2014 yılı resmi olarak “Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı” olarak ilan edildi. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), hükûmetler, uluslararası kalkınma ajansları, çiftçi örgütleri, Birleşmiş Milletler’e bağlı kuruluşlar ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği içinde faaliyetlerin yürütülmesini kolaylaştırmak̈ üzere görev aldı.

     AİLE ÇİFTÇİLİĞİNİN GELİŞMESİ İÇİN SÖZLEŞMELİ ÜRETİM

      Aile çiftçiliğinin; sözleşmeli tarım, topluluk destekli tarım, kırsal ve yerel örgütlerin desteği ile yapılan tarımsal üretim sistemleri, perma kültür *gibi akımlarla, doğanın korunması ve piyasalarda etkin kalması mümkündür.

      Sözleşmeli üretimle küçük ölçekliğin dezavantajlarından kurtulmak, toplum için üretim yapabilmek, üretimin alıcı ve satıcı için ekonomik devamlılığını sağlamak olasıdır. Aracız üretim ve tüketim dengesinin kurulmasında yerel organizasyonların özellikle pandemi döneminde etkili olduğunu, Türkiye tarım piyasaları net olarak görmüştür. 

     Günümüzün temel sorunlarına çözüm arayışında geleneksel gıda ürünlerinin korunması, biyo çeşitliliğin ve sürdürülebilir tarım sistemlerinin yaygınlaşması, gıda arzının garanti altına alınması, tarımsal yapının istihdama katkısı ve yerel ekonomilerin canlanması gibi hedeflerin uygulanmasında “aile çiftçiliği” modelini modern tarım sistemleriyle entegre hale getirerek tarımın ekonomiye katkılarını artırma arayışları görülmektedir.

Aile çiftçisi üyelerin ürünlerini pazarlayan kadın kooperatifçiliği, ürünlerin değerlendirilmesinde ve üretim girdilerinin temininde etkili olan yerel örgütler, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarının kırsala yönelik yayım ve iletişim çalışmaları gelişimi etkilemektedir. Bu durumda aracısız ve güvenli üretim yanında artan gıda enflasyonundan üretici ve tüketicinin olumlu ölçüde yararlanması sağlanmaktadır.  

(bu bölüm Prof. Dr. Erdoğan Güneş  bey ile yapılan bir röportajdan alınmıştır.)

         * Perma kültür ; İlk olarak Avustralyalı Bill Mollison ve David Holmgren 1974 yılında bu sistemi geliştirmişler ve kalıcı tarım (permanent agriculture) sözcüklerini birleştirerek permakültür adını vermişlerdir. Permakültür botanik, biyoloji, tarım, bahçecilik, coğrafya, antropoloji, mimari, ekonomi, finans, enerji gibi pek çok disiplini içinde barındıran bir sistemdir.

 Amaç şehir ve köylerde ihtiyaçlarını karşılayan, çevresini sömürmeyen ve kirletmeyen, dolayısıyla uzun vadede sürdürülebilir, ekolojik olarak sağlıklı ve ekonomik olarak uygulanabilir sistemler yaratmaktır. Mümkün olan en küçük alanı dahi kullanarak arazinin ve yapıların karakteristiğini, bitki ve hayvanların doğal özellikleriyle bir araya getirir.

 Permakültür kısaca doğaya rağmen değil, doğayla birlikte çalışmanın felsefesidir.

        Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı AYŞEGÜL AKIN ın bir konuşmasında ; Dünya Gıda Günü; Aile çiftçiliğinin gıda güvenliği ve sürdürebilir kalkınmaya olan katkılarını‘’Aile Çiftliği:Dünyayı Besler,Yeryüzünü Önemser!’’teması ile vurgulamaktadır. Burada temel amaç; açlık ve yoksullukla mücadele, gıda güvenliğinin ve beslenmenin sağlanması, geçim kaynaklarının iyileştirilmesi ve özellikle kırsal alanlarda sürdürülebilir kalkınma açısından aile çiftçiliğinin önemine dünyanın dikkatini çekerek aile çiftçiliğini öne çıkarmaktır. ’dedi.

AKIN; “FAO 2014 raporuna göre, dünyada 570 milyon çiftliğin 500 milyonun aileler tarafından işletildiğini ayrıca yaşamlarını iyileştirmek için çoğu zaman başka imkanları düşünmek zorunda bırakılan kırsalda yaşayan gençler, dikkat alanımızda olmalı. Onların da kırsaldan kente göçünü engelleyecek yeni politikalar üretmemiz gerekiyor. Çiftçilik, yeniden itibarlı meslek haline dönmeli” diye konuştu.

Görüldüğü üzere  Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün çalışmalarına binaen ülkemizde de Küçük tarın aile işletmelerine büyük önem verilmektedir.

        Kanımca her ülkenin sosyolojik yapısı farklıdır bu çalışmalar Yukardan aşağıya yapılan çalışmalarla değil yerinde bize göre alan çalışması yapılarak aşağıdan yukarıya ülkemiz faydasına nasıl geliştirilmeli diye daha çok araştırma ve çalışma yapılmalıdır.

        Daha önce bu sayfamda yazdığım( https://www.tarimdasondakika.com/tarimda-surdurulebilrlik-icin-donusum) Tarımda sürdürülebilirlik için dönüşüm , Hemşeri derneklerinin Tarım kooperatiflerine dönüştürülmesi projemde önerdiğim Tüm köyün Bir kooperatife dönüştürülmesi projesi  ülkemizde tarımda çok büyük bir değişiklik ve yenilik olacaktır , bu proje hayata geçene kadar

Küçük Aile çiftçiliği işletmelerinin daha faydalı olması için birkaç önerim olacaktır.

·         Ülkemizde  köylü çiftçilerimiz belirli bir ciroya kadar vergiden muaf tutarak bir aile işletmesi haline getirilmeli

·         Eğitim ve finansman olarak destekleyerek planlı bir şekilde sözleşmeli tarıma teşvik edilmeli 

·         Yine birkaç tanesi bir araya getirilerek kooperatifleşmeye teşvik edilmeli;

·         Kooperatifleşme, Çiftçi Ailelerin çocukları yetişip , gerek eğitim için gerekse daha iyi bir iş bulmak niyetiyle kentlere göç etmek istediklerinde çiftçi aileler tarım faaliyetlerini sürdüremez hale gelmektedir , Kooperatifleşme bu durumu önleyecek daha profesyonel hareket edilmesini sağlayacaktır.

Ülkemiz için Köy ve köylülük önemlidir , Köy ve köylülerin kalkınması domino taşı etkisiyle tüm ülkeye yansıyarak top yekûn bir kalkınmayı sağlayacaktır.

Ahmet MERMER       www.tarimdasondakika.com